Gözler ve göz çevresi bölge, insan iletişimi sırasında genellikle odak noktasıdır. Yaşlanma nedeniyle göz kapağı görünümünde meydana gelen değişiklikler yorgunluk, üzüntü ve canlılık yokluğu mesajı verebilir ve bu da yüzün estetik görünümünü bozabilir. Bazı durumlarda dermatoşalazis (fazlalık göz kapağı derisi) veya steatoblefaron (orbita yağının psödoherniasyonu) yalancı göz kapağı düşüklüğüne neden olacak kadar şiddetlidir ve bu hastalarda görme alanlarının daralması ile ilgili semptomlar vardır.
Cinsiyet, ırk ve yaş, göz çevresi anatomiyi etkiler. Göz çevresindeki yapılar, farklı cinsiyet ve ırklardan insanlar arasında önemli ölçüde farklılık gösterir. Bu benzersiz anatomik ilişkiler, göz çevresinin cerrahi değişiklikleri tasarlanırken önemli bir çerçeve oluşturur.
Kadınlarda kaş ve göz kapağı kıvrım hattı daha yüksek ve daha kavislidir ve kapak kıvrımı daha az belirgindir. Erkeklerde ise kaş daha öne doğru çıkıntı yapar ve göz kapağı kıvrım hattı göz kapağı kenarına (kirpiklere) daha yakındır. Beyaz kadınlarda bu kıvrım/katlantı hattı genellikle kapak kenarından (kirpiklerden) 8-11 mm yukarıdadır; beyaz erkeklerde genellikle göz kapağı kenarından 6-9 mm yukarıdadır.
Asya ırkında üst göz kapağı daha fazla dolgunluğa, daha dar göz açıklığına, göz iç köşe katlantısına ve göz kapağı kenarına daha yakın bir kapak kıvrımına sahiptir.
Blefaroplasti ameliyatı yapmadan önce göz çevresi yapıların estetik ilişkileri dikkatle değerlendirilmelidir. Ek olarak, görme keskinliği testi ve kuru göz testi de dahil olmak üzere temel bir oftalmoloji muayenesi yapılmalıdır.
Blefaroplasti, tek başına veya kapak düşüklüğü onarımı veya üst ve alt yüzün gençleştirilmesi ile kombinasyon halinde yapılabilir. Özellikle yaşlanma süreci alın, kaş ve yanak kompleksinin düşüklüğüne neden olur. Bunların hepsi göz kapaklarının konumuna ve görünümüne katkıda bulunur.
Yüz bölgesinde iskelet ve yumuşak dokulardaki yaşlanma/güneş hasarı ile oluşan değişiklikler cildin elastikiyetini kaybetmesine, yağ atrofisine veya yağın yeniden dağılımına, yüz birimlerinin aşağı doğru inmesine ve çizgilere yol açar. Bu özelliklerin tümü üst göz kapağının değerlendirilmesinde ve göz çevresi dokuyu değiştirmek için cerrahi prosedürlerin planlanmasında önemlidir.
Blefaroplasti, yüzün en yaygın invaziv kozmetik cerrahi prosedürüdür. Blefaroplasti, kadınlarda erkeklerden daha sık yapılır. Kadınlar, erkeklere göre daha genç yaşta prosedürü talep etmektedirler.
Dermatoşalazis, ciltte ve göz kapağı ve kaştaki adneksiyal yapılarda yaşlanma değişikliklerinden kaynaklanır. Yaşla birlikte göz kapağının genişleyebilen anatomik tabakası olan orbital septum zayıflar. Yerçekiminin yağ ve orbita içeriği üzerindeki etkisi, yağ yastıklarının orbital septum ve kas desteğinin kaybı nedeniyle orbita yağının aşağı ve öne doğru yer değiştirmesine neden olur.
Levator aponevrozunun ayrılması veya zayıflığı da dermatoşalaz ile ilişkili involüsyonel pitozise neden olabilir.
Deride, elastik ve kolajen lifler güneş hasarına ve dejeneratif süreçlere ikincil değişiklikler gösterir Deride ortaya çıkan elastikiyet kaybı, çıkıntılı yağı örtmek için gerekli olan genişlemiş epidermis yüzey alanları yaratır. Bu, üst kapağın fazla dokularına katkıda bulunabilir.
Dermatoşalazis, dermis ve epidermisteki kollajen liflerinde, elastik liflerde ve bağ dokuda meydana gelen değişikliklere ikincil olarak ortaya çıkan bir süreçtir. Göz kapağı derisi mikroskobik olarak yüzeyselden derine, epidermis, dermis ve ciltaltı doku şeklinde katmanlanır. Yaşlanma ve güneşe maruz kalma, dermisteki kolajen ve elastik liflerin sayısını azaltarak dermatoşalaza neden olan başlıca faktörlerdir. Ayrıca epidermis atrofik hale gelir, kollajen içeriği azalır ve elastik liflerde biyokimyasal değişiklikler meydana gelir.
Üst göz kapağı blefaroplastisi çeşitli fonksiyonel veya kozmetik endikasyonlar için yapılır. Üst göz kapakları göz küresini korur, gözyaşını göz yüzeyine dağıtır ve gözyaşı aparatından gözyaşının salınmasını kolaylaştırır. Bu işlevlerden herhangi biri bozulursa veya üst göz kapağının önemli ölçüde düşüklüğü görüşü engellerse, kişi cerrahi adayıdır.
Kozmetik üst kapak blefaroplastisi, gözlerin görünümünü iyileştirmek için yapılan elektif bir işlemdir.
Cerrahın kozmetik bir blefaroplasti prosedürü gerçekleştirmeyi kabul etmeden önce değerlendirilmesi gereken en önemli iki konu, hastanın motivasyonu ve sonuca ilişkin beklentisidir. Memnun bir hasta üretmenin en iyi yolu, ameliyat için açıkça tanımlanmış ve iyi anlaşılmış hedeflere sahip olmaktır. Kişisel ilişkilerde veya profesyonel statüde iyileşme gibi ikincil kazanımlar bekleyen hastalar, kozmetik cerrahi için iyi adaylar değildir. Bu tür bir sonuç bekleyen hastalar, ameliyatın başarısını, yaşlanma değişikliklerinin restorasyonundan ziyade kendi kişisel memnuniyetlerine göre değerlendirirler.
Diğer tüm estetik girişimlerde olduğu gibi ameliyat öncesi fotoğraflama, cerrahi planlama, ameliyat sonrası kıyaslama ve mediko-legal açılardan önemli taşımaktadır.
Anatomi
Başarılı bir cerrahi sonuç için cerrahın göz çevresi anatomiye ve fizyolojiye hakim olması yanında hastanın ihtiyaçlarının doğru ve detaylı şekilde analiz edebilmesi gereklidir. Komplikasyonlardan kaçınmak için anatominin kapsamlı bilgisi hayati önem taşımaktadır. Tarsus seviyesinin üzerinde, üst göz kapağı önden arkaya doğru birkaç ayrı katmandan oluşur:
Üst tarsus seviyesinde, önden arkaya doğru katmanlar;
Yüzeysel olarak, üst göz kapağının derisi vücuttaki en ince deridir. Orbicularis kası, hemen arkasındaki yapıya bağlı olarak pretarsal, preseptal ve orbital orbicularis olarak ayrılır.
Orbita septumu, arkus marginalis’teki kemik orbita kenarı ile tarsusun birkaç milimetre yukarısında levator aponevrozunun arasında yerleşir. Üst göz kapağındaki yağ, iki parçadır, iç ve orta yağ yastıkçıklarından oluşur. Medial yağ yastığı, üst göz kapağındaki levator aponevrozunun medial boynuzunun hemen medialinde bulunur ve orbital yağ olarak kabul edilir. Genellikle preaponeurotik (orta) yağdan daha beyazdır. Orta yağ yastığı preaponeurotik yağ olarak kabul edilir ve levator aponevrozunun hemen önündedir.
Superior levator kası orbitanın tepesinden kaynaklanır ve III. kraniyal sinir tarafından innerve edilen bir ön aponevrotik katmana ve servikal sempatik sistem tarafından innerve edilen posterior superior tarsal kas (Müller kası) olarak ayrılır. Anterior aponevroz, pretarsal kas ve deriye bağlanan fibrotik bantlarla ön tarsal yüzeye tutunur ve Müller kası superior tarsal sınıra yapışır.
Tarsus, üst göz kapağının alt kısmını kaplayan yoğun bir bağ dokusu plakasıdır ve alt kenarda birkaç meibomian bezi bulunur.
Konjonktiva, tarsus ve üst tarsal kaslara yapışıktır.
Beyaz ırk göz kapaklarında, orbital septum, üst tarsal sınırın 2-5 mm yukarısında levator aponevrozunun ön yüzeyine yapışır. Preaponörotik yağ, septumun altında bulunur ve orbital septumun konumuna göre şekillenir. Göz kapağı kıvrımı, levator aponevrozunun uzantılarının cilde eklenmesiyle belirlenir. Göz kapağı kıvrımının konturları, orbital septumun konumundan etkilenir. Göz kapağı kıvrımı ve katlantısı önemli estetik işaretlerdir ve üst göz kapağı görünümünün hayati bir özelliğidir.
Beyaz ırk kadınlarda kıvrım hattı genellikle kapak kenarından 8-11 mm yukarıdadır; beyaz ırk erkeklerde genellikle göz kapağı kenarından 6-9 mm yukarıdadır. Buna karşılık, Asya ırkı göz kapağı, üst göz kapağında daha fazla dolgunluğa, alt kapak kıvrımına ve daha dar göz açıklığına sahiptir. Göz iç köşeki kıvrım da bu ırkta mevcut olabilir.
Blefaroplasti ameliyatları cerrahın ve hastanın tercihine göre lokal anestezi ile, sedasyon altında veya genel anestezi altında yapılabilir. Ameliyat öncesi mutlaka göz hastalıkları bölümü ile konsültasyon yapılmalı ve hastanın görme alanları, görme keskinlikleri, göz kuruluğu ve göz basınçları değerlendirilmelidir.
Ameliyattan önce cerrah, hastanın ameliyat sonrası kapak kıvrımı pozisyonuyla ilgili isteklerini belirlemek için kapak kıvrım hattı pozisyonunu hastayla kararlaştırmalıdır. Kesi yeri ve kapatma tekniği, göz kapağı kıvrımının istenen yerine göre değiştirilir.
Üst ve alt göz kapağı anatomik ve fonksiyonel olarak birbirinden farklılıklar içerirler ve uygulanacak cerrahi teknikler açısından da farklılıklar söz konusudur. Standart göz kapağı ameliyatlarında ihtiyaca göre fazlalık göz kapağı cildi, cilt altı kas tabakası ve göz çevresi yağ yastıkçıklarının kısmi çıkarılması veya yer değiştirilmesi uygulanmaktadır. Bu noktada unutulmaması gereken göz çevresi değişikliklerin birden fazla aktör (kaşlar, alın ve orta yüz) içerebileceği ve bu aktörelerin doğru tespitinin cerrahinin başarısını direkt etkilediğidir.
Ameliyattan önce göz küresi pozisyonu (hipoglobus, hiperglobus, enoftalmi) ve küre çıkıntısı değerlendirilmelidir. Küre pozisyonunun asimetrisi superior sulkusun görünümünü değiştirebilir ve tek başına blefaroplasti asimetriyi mutlaka düzeltmez.
Bu ameliyat olgunun ihtiyacına göre (sadece üst kapaklar, sadece alt kapaklar veya her iki kapak birlikte ameliyat edilebilir) yaklaşık olarak 1-3 saat sürmektedir. Hastanede kalış gerektirmemektedir. Hastalar genellikle 3 – 7 gün sonra masa başı işlerine dönebilir. İşlemden sonraki 1 hafta lens kullanımı önerilmemektedir. Aşırı aktivite ve ağır egzersizlere 1 aydan önce dönülmemesi önerilmektedir. Kişisel tercihim emilebilir dikiş kullanmak ve dikişleri almamak yönündedir. Ameliyat sahasında belirgin bir iz kalmamaktadır. Göz kapaklarının tamamen iyileşmesi 3 ayı bulmaktadır.
Blefaroplasti sonrası olası sorunlar; ödem, kanama, hematom (cilt altı veya retrobulber), kemozis (konjuktival ödem), göz kapaklarında asimetri, skleral görünüm fazlalığı, göz kapağının içe veya dışa dönmesi, göz kuruluğu, şaşılık, körlük şeklinde sayılabilir. Görüldüğü gibi basit bir cerrahi işlem gibi görünse de çok ciddi komplikasyonlara sebep olabilmektedir. Bu nedenle doğru analiz ve titiz cerrahi önemlidir. Uygun cerrahi seçenek, uygun kesiler, gereğinden fazla cilt – kas çıkarılmaması ve cildin gergin kapatılmaması ile bu komplikasyonlardan kaçınılabilir.
Kişisel ilişkilerde veya profesyonel statüde iyileşme gibi ikincil kazanımlar bekleyen hastalar kozmetik cerrahi için iyi adaylar değildir. Bu tür bir sonuç bekleyen hastalar, ameliyatın başarısını, yaşlanma değişikliklerinin restorasyonundan ziyade kendi kişisel memnuniyetlerine göre değerlendirirler.